Uzun siyah diz üstü çorapların içine sıkışmış bembeyaz bacakları, ince topuklu ayakkabılarla birleşip kadınlığının en tehlikeli silahı gibi duruyordu. Sarı saçlarının altından sarkan parlak yüzü, sırıtırken bile bir avcı kadar keskinti. Geniş göğüsleri nefes almayı zorlaştıracak kadar iri, doğal hatlarıyla kendine hayran bırakıyordu; elleri yavaş yavaş bu devasa yuvarlakların üzerinde gezinirken, parmaklarının her hareketi amcığına dokunan hayaliyle kıvranan birinin çığlığı gibiydi.
Oyun başlıyordu; ellerini göğüslerine bastırırken hafifçe sallanan o büyülü kütlelerin ritmi, kanını damarlarında hızla dolaştırıyordu. Siyah çorapların üzerinde dolaşan parmakları, derisinin sıcaklığıyla inceden titriyor; neredeyse çıplak bacaklarına nazire yaparcasına seksi topuklarla zemine baskı yaparken, vücudundaki her kas birer birer uyanıyordu. Yüzündeki o çılgın ışıltı ve alaycı gülümseme beni içine çekmek için yetiyordu.
Sana en güçlü arzularını fırlatıyordu adeta: Göğsünün arasında sakladığı o büyük yumruları sertçe tokatlamak istercesine elini vuruyor, sonra parmaklarını kalçalarının arasına kaydırıp amcığını kaşıyordu hızlı hızlı. Sanki bütün gün sürecek bir sikmenin ilk kıvılcımıydı o anlar; ayak bileklerini birbirine dolayan siyah çoraplardan yükselen o parlak deriyle buluşmadan önce yakılan ateşin habercisiydi.
Topukluların sesi odanın sessizliğini bozuyor, sende onun kıvrak bedenini izlemekten başka seçenek kalmıyordun. Göğüsleri her seferinde daha da belirgin havaya kalkıyor, seni içine çağıran o katı bakışıyla alnından öpüyormuş gibi yaklaşıyordu sana… Ayaklarını yere sağlam basarken şehvetin yükseleceği anın tam da üzerindeydi; tüm vücudu istediği gibi şekillenmişti ve artık dayama zamanı gelmişti. Gözlerinde alevler oynarken elleri göğsünü kavrayıp iyice sıkıyor, aralarından taşan ince süt beyaz memeleriyle beraber nefesinin hırçınlığı odaya yayılıyordu.
Sonunda dayanamadı; diz üstü çoraplarının koyu kumaşını aşağı çekip çıplak tenini ortaya çıkardı. Öfkeyle göğsünü sıktığında çıkan müthiş sesler ve gözünün içindeki vahşi ateş senin de içinde yanmaya başladı. O istekle yanağına dokunup “Gel bakalım” dediğinde artık kontrol senden çıkmıştı—artık onun devasa memeleri ve balyoz gibi topuklarının esiri olmuştun…
